selennn Admin
Mesaj Sayısı : 543 Yaş : 39 Localisation : Bursa Kayıt tarihi : 07/07/07
| Konu: CAN DÜNDAR'DAN MESLEKTAŞLARINA ETİK DERSİ!! Perş. Tem. 26, 2007 6:15 am | |
| O fotoğrafı basmamalıydık!
Bence hata yaptık. Barış Akarsu'nun yoğun bakım ünitesinde gizlice çekilen o son fotoğrafını yayımlamamalıydık. Onu günlerdir ekranlardan, birinci sayfalardan gülümseyen yüzü yerine, ecelle boğuşurkenki görüntüsüyle anımsamamalıydık. İnsanı ölüm döşeğinde bile rahat bırakmayan bu paparazzilik tutkusuna, bu fotoğraflama iştahına, bu mahremiyet ihlaline prim vermemeliydik. Gelen fotoğrafları çöpe atıp "Bunu yayımlamakta bir kamu yararı görmüyoruz" deseydik, sadece Barış'a saygı göstermiş olmakla kalmaz, mesleğimize de saygınlık kazandırırdık. Yapamadık. *** İlgili yasaları, grubun etik ilkelerini, Batı'daki uygulama örneklerini sayıp dökmenin bir yararı yok. Yine de kısaca hatırlatayım: 60 yıllık Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nden başlayarak pek çok temel belge, özel hayatı güvence altına alıyor. "Mahremiyet hakkı" en temel insan haklarından biri sayılıyor. Bu haklar, çağımızda giderek daha özel alanlara tanınıyor. Daha yeni bir belge, 2002 tarihli Avrupa Sözleşmesi hastaya, sağlığına ilişkin bilgilerin gizli tutulmasını talep etme hakkı veriyor. Hasta Hakları Bildirgesi'ne göre "Hasta, ölümünden sonra da bu bilgilerin gizli kalmasını isteyebiliyor". Yani insan hakları, insandan sonra da varlığını sürdürüyor. Sağlık Bakanlığı'nın hasta hakları bildirisinde "Her hasta gizliliğe uygun bir ortamda sağlık hizmeti alır" deniliyor. Barış'ın yoğun bakım fotoğraflarının hem çekilmesi, hem sızdırılması, hem yayımlanması bunlara temelden aykırı... Bir insanın bu halde görüntülenmesinde kamunun ne yararı olabilir ki? *** Şimdi daha ilginç bir hatırlatma yapayım: Barış'ın yoğun bakım fotoğrafı 4 Temmuz gecesi televizyon ekranlarına geldi. Ondan bir gün önce, 3 Temmuz'da İstanbul'da bir imza töreni vardı. Türkiye'nin bütün ulusal kanallarının yöneticileri bir araya geldiler. RTÜK'ün ve yayıncıların girişimiyle hazırlanan "Yayıncılık Etik İlkeleri" başlıklı 12 maddelik bir metni imzaladılar. Bundan sonraki yayınlarına kılavuz olması amacıyla, kendi inisiyatifleriyle hazırladıkları 12 maddenin birinde şu vaat vardı: "İnsan onuruna, temel hak ve özgürlüklere saygılı olmak..." Bir başka ilke ise şöyleydi: "Özel hayata ve mahremiyete saygılı olmak." Bu ilkelere attıkları imzanın mürekkebi kurumadan, bir insanın onurunu hiçe sayan, onu ölüm döşeğinde sergilemekten kaçınmayan, mahremiyetini ayaklar altına alan bir fotoğrafın yayınına göz yumdular. *** Bazen meslek hırsı, bazen rekabet duygusu, bazen de zaman baskısı körleştirebiliyor bizi... Taze bir haberi, ilginç bir fotoğrafı bir an önce yetiştirme telaşıyla, insani hassasiyetleri unutabiliyoruz. "Benim başıma gelse", "Orada yatan ailemden biri olsa" türü sorgulamalara fırsat bulamayabiliyoruz. Ama bu gerekçeler, bizi, hiç olmazsa ertesi gün bir özeleştiri yapmaktan ve aynı hatanın tekrarlanmaması için önlem almaktan alıkoymamalı... Çünkü yapılan iş, sadece daha yeni imza attığımız etik kurallara, içinde çalıştığımız grubun meslek ilkelerine, evrensel yasalara, hukuk normlarına, bakanlık genelgelerine filan değil, vicdana da aykırı...
CAN DÜNDAR 07.07.2007
http://www.milliyet.com/2007/07/07/yazar/dundar.htmlhttp://www.candundar.com.tr/index.php?Did=5127 | |
|