selennn Admin
Mesaj Sayısı : 543 Yaş : 39 Localisation : Bursa Kayıt tarihi : 07/07/07
| Konu: ASIL ZOR OLAN YAŞAYABİLMEK Perş. Tem. 26, 2007 5:21 am | |
| Asıl zor olan yaşayabilmek...
Barış Akarsu’yu hiç tanımadım; üstelik hiç dinlememiştim de... Tabii bunun nedeni o değildi. Buna benim birkaç istisna dışında bizim 1980 sonrası pop müziğimizi hiç dinlememem neden olmuştu... Çok genç; güzel ya da yakışıklı, ünlü ama çok çok daha önemlisi umut dolu bir çocuk... Gelecekten öylesine çok şeyler beklerken, ölmenin sırası mıydı?.. Yok muydu başka ölecek olan, ya da ve de hatta gereken?.. Diyeceksiniz ki veya birileri ya da bazılarınız diyecekler ki, ""Ölüm işte... Ecel... Kimin sırası var ki?.. Allah’ın takdiri..." elbette... Tamam, tamam; bunları ben de biliyorum. Ama sözüm bu değil, demem bu bapta değil ki ?.. Ben farklı olduğuna inandığım bir şeyden söz etmekteyim; çünkü bu ilahi yasanın bir de dünyevi tarafı var. Demem şu ki; her bir ölümün ardında bir şekilde biz varız. Birimiz var, birilerimiz var... Ölüyoruz ama; ya kendimizi öldürüyor, veya birbirimizi öldürüyoruz. Düşlerimizin bittiği, kesildiği, sona erdirildiği öyle bir yer var ki, işte tam orada ölüm bizim yaptığımız veya yapacağımız hatayı bekliyor. Sinsi sinsi, olmadık aptalca bir nedenin ardına saklanarak kimlerin yolunu nasıl keseceğinin hesaplarını, planlarını yapıyor... Ve nedense de hiç başarısız olmuyor... Barış’ı kim öldürdü? Daha akılcı olursak, acaba onun gibi ölen ama onun kadar ilgi görmeyenleri kim öldürdü, kim öldürüyor ve öldürecek..? Kamyonun şöförü mü? Arabayı kullanan ve kendini de yok eden kızcağız mı? Kavşak mı ya da neresiyse orası mı bozuk veya belki de yanlış yol çıkışı mı? Trafikten bihaber trafik sorumluları mı? Belediye mi, valilik mi, karayolları mı?.. Kim?.. Peki bizim karayollarımızın asıl adı neden ölüm yollarıdır?.. Hani şu ünlü filmin adı gibi... “Öldüren Tarlalar” yani “Öldüren Yollar”... Hep merak ederim ve bu merak ve de ucunda oluşan ürkeklik sonucunda otomobil kullanmıyorum. (Sanki başkası kullanınca farklı olacak?..) Bizler yani biz Türkler niçin otomobil kullanamayız, neden otomobil denen ulaşım aracını atla ya da deveyle karıştırıyoruz?.. Bunun nedeni Orta Asya mı? İnançlarımız mı? Kollektif bilinçaltımızda bir türlü kollektif ve paylaşımcı yaşamı algılayamama eksikliğinin bulunması mı?.. Bilemiyorum, Ama bildiğim şu ki; batı ve doğu yarıkürenin büyük bir kısmını gördükten ve biraz da yaşadıktan sonra anladım ki, sorun derinlerde bir yerde saklı. Sanki teknolojiyi yaratanlarla, kullananlar arasında önemli bir fark var. Yaratanlar ya da işi bilenler daha dikkatli, birbirlerine daha saygılılar gibi... Neyin nasıl oluştuğunu, üretildiğini bilmeden, düşünmeden, parasına güvenip “ha babam, de babam” ne buldularsa onları kullananlar ötekiler gibi değiller... İnanın, klasik geyik muhabbeti yapmıyorum .Yani doğu, batı, veya orient davasında değilim. Ama bilin var bir gariplik... Kanıtı ise şu şekilde... Acep nedendir bizim araba kullanabilitesine sahip olanlarımız, New York, Londra, Montreal, Stockholm vs.’lerdekilere değil de, Calcutta, Kahire, Tahran, Hong Kong veya Singapur gibi kentlerdekilere benziyorlar?.. Ne dersiniz?.. Ölmek kolay, doğmak da...
Zor olan, yaşamasını bilmek... Yaşayabilmek... Doğru yaşayabilmek...
Ötesi laf...
Geçiniz...
Ata NİRUN 07/07/2007 http://www.kenttv.net/kose.php?kid=190 | |
|