Barış’ın katili kim?
oray.egin@aksam.com.tr Gecenin bir yarısı Torba’dan Yalıkavak’a doğru bir arabada ilerliyorum, Yalın’ın “Alışmak Zorundayım” şarkısı tekrar tekrar çalıyor, çünkü CD’yi ‘repeat’ten nasıl çıkartabileceğimi bilmiyorum ve etrafıma bakıp bir anlık akıl kaymasıyla Barış Akarsu olmanın sadece iki adım ötesinde olduğumu düşünüyorum. Karşıdan istisnasız hepsi uzun farları yakmış arabalar geliyor; onları suçlamıyorum zira ben de de uzunlar yanıyor.
İlk kez araba sürenler için Bodrum’un yolları epey oyuncaklı. Dümdüz gittiğini varsaydığınız bir yol aniden sola kıvrılıyor mesela. Düz giderseniz uçurumdan fırlayacaksınız. Buna sadece bir tane cılız yol tabelası işaret ediyor.
Geceleri yolun ortasında domuz fırlaması da olası. Karanlığın ortasında öylece kendini arabanın önüne atan bir hayvan. Yollar daracık ve virajlı. Manevra yapacak bir yer yok; insanın kendi dikkatine bırakılmış Bodrum yollarında yaşamda kalmak, dikkatsizler için en ufak bir hoşgörü yok.
Barış Akarsu’nun yaptığı kazadan sonra Torba kavşağında göstermelik polis kontrolleri başladı. Yıllardır oradan geçenler ilk defa alkol uygulamasına denk geldi. Herkes bunun bir ay süreceğini, sonra yine unutulacağını biliyor tabii.
Ama sadece Barış değil, o yollardaki kazalar yüzünden kaç aile dağıldı, kaç kişi hayatını kaybetti onca yıldır, pek çoğu haber bile olmadı. Iron Maiden’ın şarkı sözü müydü: “Ünlü biri ölene kadar hiç kimse umursamaz...”
Bodrum’da geceleri pek çok sürücünün o yollarda sarhoş araba kullandığı biliniyor. Bu belde mesafelerin uzunluğuyla da biliniyor elbette ve diyelim Bodrum’a indiniz ve Yalıkavak’ta kalıyorsunuz, dönmek epey zahmetli bir iş.
Zifiri karanlık. Işıltılı gece hayatıyla ünlenen Bodrum’un şehir merkezinin biraz dışına çıktığınızda karanlığa gömülüyorsunuz. Neden yıllardır hiç kimse bu yolları aydınlatmaz, neden uluslararası bir tatil yerine dönüşen Bodrum’da yaşam kalitesi de uluslararası standartlara ulaşmaz ki; belki bir süre tartışacağımız, sonra bir kaza daha olduğunda tekrar ısıtacağımız bir konu.
Alınması gereken pek çok tedbirle beraber ilk adımda Bodrum yollarının aydınlatılması şart görünüyor.
“Barış’ın katili kim?” sorusunun da tek bir cevabı yok işte: Bu bir trafik kazası ölümü değil zaten. Bu genç adamın ölümünün sorumluları arasında şehircilik zaafiyetleri de var, Bodrum yollarının ölüm otobanına dönüşmesi de...