ORAY EĞİN-TARTIŞMALI FOTOĞRAFLAR 17.07.07

Oray EĞİNTartışmalı fotoğraflar 17 Temmuz 2007 Salı 05:04
Biraz üzerinden zaman geçtiği için Barış Akarsu’nun geçirdiği kaza sırasında açılan bir medya tartışması ancak şimdi soğukkanlılıkla değerlendirilebilir. Başta Hürriyet gazetesine “O fotoğraflar yayımlanır mı” diye yüklenip durdular ya. Çok önemli bir gazetecilik sorgulaması aslında bu.

Hiç uzatmadan cevabı da vereyim: Evet yayımlanırdı, yayımlayanlar iyi iş yaptılar. Bir tek fotoğrafa nasıl ulaşıldığı konusunda bir muğlaklık söz konusu ama büyük haber söz konusu olduğunda kaynağa para bile ödemek caiz olduğuna göre...

Barış Akarsu’nun hastanede geçirdiği günlerde bütün kamuoyu bu genç adamın durumunu merak ediyordu. Farklı yerlerden farklı doktorların açıklamaları kafa karıştırıyordu, zaman zaman yaşayacağına dair ihtimaller haber oluyordu.

Hastane odasında çekilen fotoğrafın hiçbir bağlamı olmasa, haber değeri yok diye çöpe atılabilirdi. Ama bir ülkenin en çok konuştuğu kişinin durumu hakkında belge niteliğindeydi. Dolayısıyla da haberdi.

Nitekim fotoğraf yayımlamada tek ölçü o karenin haber olup olmadığı. Barış Akarsu olayında da düpedüz haberdi.

Hatırlarsanız benzer bir tartışma Tempo dergisi komadaki Bülent Ecevit’in fotoğraflarını bastığında da çıkmıştı. Bu fotoğrafların da yayımlanmaması yönünde pek çok yorum yapılmıştı. Oysa hepimiz eskiden Başbakanlık yapmış ve sağlığı her dem tartışma konusu olmuş bu liderin durumunu merak ediyorduk. Tıpkı Barış’ın sağlık durumunda olduğu gibi, Ecevit hakkında da rivayetler almış başını yürüyordu. Fotoğraf sayesinde gerçeği öğrenebildik, haber alma hakkımızı kullanabildik.

Komada çekilen fotoğrafların basılmasıyla ilgili tartışmada aleyhte görüş bildirenler zaman zaman olayın romantizmine kendini kaptırıyor. Yaptıkları işin gerekliliklerini önemsemeyip, sıradan bir insanmış gibi yorum yapıyorlar. Haber özneleriyle yeterli mesafeyi sağlamamaktan da kaynaklanıyor olabilir bu.

Oysa giderek bu romantik bakış açısı Türk Basını’nın haber yapma reflekslerini de öldürüyor. Halbuki savaş fotoğrafçısı da önce fotoğraf çekmekle yükümlüdür. Yaralılara yardım etmek sağlık ekiplerinin işidir.

Türk gazetecilerin büyük problemi olaylara dışarıdan bakmayı bir türlü öğrenememiş olmaları. Siyasette de, sporda da, magazinde de illa taraf oluyorlar, biriyle empati kuruyorlar, kendilerini özdeşleştiriyorlar. Büyük bir yanlış bu. Gazeteci hiç kimsenin yanında değildir.

Barış olayında da gazeteciler kendilerini Barış’ın ailesinin, arkadaşlarının yerine koydular ardından kaleme aldıkları ağıtlarda. Ama bir yandan da her gün yapılması gereken sayfalar, basılması gereken gazeteler var. Ve dünyanın hiçbir yerinde gazeteler insanların hissiyatını tercüme etmek için çıkmıyor ne yazık ki...

En önemli ve asli fonksiyonu gazetenin haber vermek. Dolayısıyla Barış’ın fotoğrafının basılmasına karşı çıkanlar, aynı zamanda gazetelerde haber yapılmasına da karşı çıkmış oluyor.

http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=8431...17.07.2007