kaynak: hürriyet
10 Temmuz 2007
Güzin Abla
guzinabla@hurriyet.com.tr Ne olur artık Barışlar ölmesin
Akademi Türkiye, yarışmasında onu tanıdığımızda, yüzünün güzelliği, hareketlerindeki ahenk, sahnedeki duruşu, hele hele bizim yaşımızdakilerin özlemini çektiği Barış Manço ve Cem Karaca parçalarına inanılmaz uyum gösteren olağanüstü sesiyle hemen dikkatimi çekmişti.
Bütün ailemle onu çok sevmiştik. Kazanmasını yürekten istemiştik. Ama şimdi diyorum ki keşke yarışmayı kazanmasaydı. Keşke ünlü olmasaydı. Memleketi Amasra'da kalıp, çevresine gülücükler saçıp, gitarıyla arkadaşlarına müzik ziyafetleri verseydi. Ve orada sıradan bir işte çalışsaydı ama yaşasaydı. Ben onu "Karayip Korsanları"ndaki Johnny Depp'e benzetiyordum. Sürmeli gözlerinin içi gülüyordu. Ruhunun ve yüreğinin temizliği yüzüne yansıyordu. Öldüğünü duyunca içim yandı, bir kez daha lanetledim şu trafik kazalarına neden olanları... O güzel yüzünü hiç unutmayacağım. Allah anasına babasına sabırlar versin. Okurlarımdan gelen mektuplardan birkaçına da yer vereyim istedim...
Onca kötü insan varken giden o mu olmalıydı
Sevgili Güzin Abla; ben Amerika'da yaşayan, evli, 33 yaşında bir bayanım. Allah bağışlarsa eğer 3 oğlum var 12-9 yaşlarında ve 8 aylık. Sizi çok seviyorum, iyi ki varsınız, senelerdir sizi, yurtdışında olduğum için her gün internetten hiç kaçırmadan takip ediyorum. Şükürler olsun benim bir sorunum yok ama canımı sıkan sevgili Barış Akarsu'nun trafik kazası ve ölümü. Bilmiyorum beni neden etkiledi bu kadar ama moralim çok bozuk ve ağlıyorum. Çok dua ettim kendisi için, Allah'a yalvardım ama olmadı onu kaybettik. Bir hayranı olarak beni çok etkiledi. Kendimi onun annesinin yerine koydum; bir anne olarak yaşamak istemeyeceğim tek şey... Allah evlatlarımın acılarını bana ve diğer hiçbir ana babaya göstermesin. İnsanların hastane kapılarında ona dua etmeleri bana çok dokundu. Birkaç kişinin rahmetli Barış'la kazadan önce çekildikleri resimleri para karşılığı gazetecilere satması, internette rahmetlinin ölmeden önce yoğun bakımdaki resimleri, bunlar beni çok üzdü. Ablacığım size soruyorum, insanlığımız nereye gidiyor; örf ve adetlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz, hoşgörümüz...
28 yaşında gencecik bir can gitmiş, saygı duymamız gerekirken 2 resim satmak hangi vicdana sığar? İnsanımızın ölüye de mi saygısı kalmamış, ailesine de mi saygısı kalmamış.
Bilmem neden hep gençler gidiyor... Barış'tan önce ölmeyi hak eden o kadar çok hortumcu, bebek tecavüzcüleri sapıklar, kapkaç yaparken yollarda sürükleyip insanların ölümüne sebep olan hırsızlar var ki... Neden Barış, neden o diye kendime soruyorum. Yüce Rabbimin gücüne gitmesin ama yanlış zaman ve yanlış kişi diye isyan ediyorum. Zaten ortalıkta böyle boş yere yaşayan, kimseye faydası olmayan evlatlarını bile arayıp sormayan kişiler varken, gencecik bir canın gitmesi beni çok üzdü. Lütfen değerlerimizi unutmayalım; başımıza gelse nasıl hissederiz, diye önce kendimizi sorgulayalım..
RUMUZ: ISLAK ISLAK BAKMA ÖYLE
Lütfen emniyet kemeri takalım
Sevgili Güzin Abla; sana çok üzgün bir halde yazıyorum. O kadar üzgünüm ki... Bağrım yanıyor. Sevgili Barış Akarsu'yu kaybettik. Gencecik yaşta aramızdan kayıp gitti. Biliyorum o aslında ölmedi. Şarkılarıyla hep bizimle olmaya devam edecek. Allah o kazada ölenlerin ailelerine sabır versin.
Senden bir ricam var Ablacığım; lütfen ama lütfen arabada emniyet kemeri takma konusuna değinir misin? Niye Türkiye'de insanların bir çoğu bu konuyu önemsemiyor? Niye diziler buna örnek olmuyor? Dizilerde takip ediyorum, arabalı bir sahne olduğu zaman arabada hiçbiri emniyet kemerini takmıyor. Hatta arabada çocuklar olsa bile... Oysa örnek olmalı değiller mi? Ne olur Güzin Abla bu konunun önemine dikkat çek! Biliyorum bir tek emniyet kemerini takmak yeterli olmayabiliyor, yolların şartları, sürücülerin sorumluluğu da var elbette, ama insan tedbirini almalı... Artık lütfen başka Barış'lar ölmesin... Artık aileler paramparça olmasın. Gencecik insanlar araç sürerken daha dikkatli, daha tedbirli davransınlar. Trafik kazaları yüzünden değerli insanlarımızın, hayatının en verimli çağındaki gençlerin ölüm haberlerini almadığımız gün geçmiyor. Yüreğimiz dayanmıyor artık.
Allah bari seni başımızdan eksik etmesin Ablacığım...
RUMUZ: ANTIGONE
Bir gün bir oğlum olursa adını Barış koyacağım
Merhabalar; biliyorum, Barış için bir sürü yazı gelmiştir size ama ben de yazmak istedim...
Maalesef ölüme yenildi hayat, bir kez daha... Hem de binlerce yürek yakarak, binlerce gözyaşı akıtarak. Bazı insanlar farklıdır; yaptıklarıyla, duruşlarıyla, hayata bağlanışlarıyla fark yaratırlar. Barış hayatımıza girdiği 4-5 sene içinde öyle bir yer edinmiş, öyle sevdirmiş ki kendini şimdi onu seven insanlar yürekleri buruk Barış'ın arkasından ağlıyor... Barış'ı kaybettik, yakıştıramadık ölümü Barış'a, yakışmadı... Hayata kırgınız bugün, ölüme neden direnemedi diye, neden Barış'ı ölüme bıraktı diye...
Gözlerimiz ıslak ıslak, boğazımızda bir yumru var... Sessizce gidişini bu dünyadan ayrılışını izliyoruz. Geriye kalan yadigarlar şarkıları, o gülen yüzüyle çektirdiği hayat dolu fotoğrafları ve röportajları... Barış bir röportajında demiş ki: "Bir kızım olsun bitti işte, başka bir şey istemem, sırtımda gezdiririm..." Artık ne Barış var, ne Barış'ın hayalleri ne de barışın doğmamış kızı... Ama benim bir gün bir oğlum olursa adını Barış koyacağım. Barış gibi hayat dolu, sevgi dolu olsun diye, Barış gibi dürüst, yardımsever olsun diye, Barış gibi başarılı ve güzel bir insan olsun diye...
IRMAK KÖKSAL
http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/h...yazarid=50